12 Ekim 2012 Cuma

Keşiften Karşılaşmaya:1492

Colomb'un Sevilla Katedralindeki Mezarı

Bugün "Amerika" ile karşılaşmanın 520. yılı. Karşılaşma kelimesini "Keşif" kelimesinın yerine kullanmayi tercih ediyorum. Çünkü "Amerika'nın keşfı" tam manasıyla Avrupa merkezli bir ifade. Bir tarafın edilgen olduğu diğeri tarafından gün yüzüne, tarihe katıldığına dair bir anlam gizli. 1492'de yaşanılan vakayı aynı evin ayrı odalarında birbirinden habersiz yaşayıp tesadüf eseri karşılaşmaya benzetilebilir. Cristof Colomb'u harekete geçiren düşünce, zenginliğin ve refahın kaynağı Çin ve Hindistan'a varmak, arada varolan aracıları çıkararak bu bölgelerle doğrudan ticaret yapmaktı. Bu konuda, siyasi birliğini tamamlamaya başlayan İspanya kralı Ferdinand ile Kraliçe İsabel'e seyahatini desteklemeleri için ikna etti. Burada bu hikayeyi uzun uzun anlatmaya gerek yok. Çünkü bunun üzerine kitaplar, filmler mevcut.





Bu karşılaşmayla ilgili aklıma gelen bir iki soru var; Tarihin başlangıcından itibaren, Avrupa'nın da dahil olduğu Avrasya bütünü karşılıklı etkileşimler içinde olmuştur. Dini, felsefi, sosyal, iktisadi ilişkiler düzenli bir ritm içinde devam etmiştir. Avrasya'yı boydan boya kat eden ticaret yolları bu etkileşimin damarları olmuştur. Bu damar Çini Hint yoluyla Akdenize ulaştırmıştır. Akdeniz çevresindeki kültürel etkileşim ise yine aynı istikamette yönelmiştir. Her ne kadar bugün geçmişe dönük olarak birbirlerinden bağımsız varlıklar olarak görülse de, yukarıda adı geçen Medeniyetler her daim birbirleriyle iletişimde olmuşladır. Bunun tarihi bir çok delili vardır. Avrasya bloğundaki bu tecrübe yani kainata, tanrıya ,tabiata ait ortak paydaları kesişim noktaları bulunan dünya görüşleri ortaya çıkarmıştır. Diğer yakada iki Amerika'da ise yine kendi tecrübeleri ile yarattıkları bir dünya görüşü, kainat tasavvuru ortaya çıkmıştır.


 Bütün tarih (insan) aklın(ın) tarihidir, ifadesinden hareketle; 1492 senesi öncesinde her iki entitetinin kendi içinde yaşadığı tecrübeleriyle ve kainat tasavvurlarıyla karşılaştıkları durumlara verdikleri cevaplardan hareketle, insan aklının mukayeseli bir şeması çıkarılabilir mi? Hangi noktalarda ayrışıp hangi noktalarda birleşen akli süreçlere sahipler? Neden bazı temel durumlara - mesela matemetikte Mayaların ve Aztelerin 20lik sayı sistemini, Babillerin 60lık sayı sistemini kullanması gibi- farklı cevaplar verildi? 



Aztec Dünya Tasavvurunu 


Yukarıdaki Haritayla İlgili Detaylar



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder