4 Aralık 2011 Pazar

Cahillik Açliktan Daha Tehlikelidir

Dün, yapacagim gezi ile alakali harita ve kitap ararken La Rambla'dan Pi Meydani'na giden yolda bulunan kitapçiya da ugradim. Her daim degisik ve çarpici bir vitrin düzenlemesine sahip Documenta'nin bu sefer vitrininde Katalanca "Cahillik açliktan daha tehlikelidir" yaziyordu.










1 Eylül 2011 Perşembe

Montjuic, Dikey Limit

Üniversitede iken Yildiz Dagcilik klubünün ufak duvarina arada gidip tirmaniyordum. Yine ayni dönemde Adre-x'te çalisirken de üniversite festivallerinde tirmanis duvari kuruyordum. Ama vücudumun kaya tirmanisina pek uygun olmamasindan dolayi vasatin altindaydim hep. Daha çok daga tirmanis için bir pratik oluyordu benim için kaya tirmanis ve boulder. Sonra vardiyali bir iste çalismaya baslayinca kaya tiramanisi ve suni duvar tirmanislari akim kaldi.

Barselona'da Montjuic'te suni tirmanis duvari oldugunu daha evvel duymustum. Bundan dostum Baybars'a bahsettim. O da beraber yapariz diye kata (kaya tirmanis ayakkabisi) almisti. Baybars birkaç haftasonu bensiz gitti. Geçtigimiz hafta sonu katalarimi sirt çantamdan çikartip ona katildim. 7-8 sene sonra tekrar duvar tirmanmaya geri döndüm. Tabii ilk gün olmasi sebebiyle biraz hamdim ama yakinda piserim gibi geliyor. Baybars ile hem tirmandik hem de muhabbet ettik. Arada ben fotograf çektim. Her pazar tirmanis için oradayiz artik.


Tirmanis Tüneli!!!



Yan geçis yapan tirmanisçilar.

Rotada iple tirmanan abla









MFÖ - Barcelona (TRT, 1985)

Sans eseri buldugum bir MFÖ parçasi "Barselona"


9 Ağustos 2011 Salı

José Brangulí: Siyah - Beyaz, Ispanya iç savasi

Geçen yazida bahsettigim gibi bu defada Ispanya iç savasina ait birkaç fotograf.





Iç savas sirasinda Barselona'da kurulan barikatlar.



"Devrim için, Savasin!!!"


Ilanin en üstte¨"Kominizme karsi savasmak için orduya yazilin" en altta "Rusya hatali". Sag alt kösede: Franco




Franco döneminde bir törenden ayrinti.





Seçim sirasinda "Halk Müfetisleri" yine halki ariyor.


Mezarlarindan çikarilmis rahibe mumyalari.



Ic savas öncesi, grev medeniyle çikan olaylara kolluk kuvvetlerin müdahalesi.




8 Ağustos 2011 Pazartesi

José Brangulí: Siyah - Beyaz Barselona

Bu hafta yogun geçti demistim bir önceki yazimda. Pazar günü CCCB'de fotografçi gazeteci José Branguli'nin (1879-1945) 1900lerin basindan 40lara kadar çektigi fotograflardan olusan sergiye gittim. Asagiya Barselona içinde çekilmis fotograflari koydum. Özellikle Brangulí'nin çektigi Ispanyol iç savasiyla ilgili ilginç fotograflar var. Ilerleyen günlerde bu resimleri burada yayinlayacagim.


La Rambla bir kafetarya


La rambla'nin sahil cihetinde bulunan Kristof Kolomb anitinin aslanlari arkada gümrük binasi.



Su anda Gran Marina Otelin bulundugu noktadan çekilmis Barselona limani fotografi. Karsida gümrük binasi ve onun yaninda Kristof Kolomb aniti


La Rambla'da bir kafeterya (1940)


La Rambla (1910)

Dunas: Gölge ve Dans

Geçtigimiz hafta oldukça yogun geçti. Persembe aksami arkadaslarimin daveti üzerine La Rambla üzerinde bulunan Gran Teatro de Liceu'daki flamenko gösterisine gittim. Gran Liceu 1847'de insaa edilmis. Opera, konser gibi etkinliklerin teshir edildigi bir mekan. Sürekli önünden geçmeme ragmen bir türlü gösteri izleme sansim olmamisti.

Sabah erken saatlerde çekilmis bir foto la ramblada incin top oynuyor.




Saat 2000'de baslayan gösteri flamenko ile modern dans karisimiydi. Ve degisik teknikler de kullanilarak farkliliastirilmisti. Gösterinin ismi Dunas idi. Sanatçilar ise Ispanyollarin çok meshur flamenko sanatçisi Maria Pagés ile Belçika-Fasli Sidi Larbi Cherkaoui idi. Gösteri sirasinda sarkilar Latince, Ispanyolca ve Arapça olarak icra edildi. Benim en çok hosuma giden (videolarda da mevcut) sahneye gerilen tüller vasitasiyla yaratilan hava idi. Bir diger farklilik ise sahnede bulunan camdan bir masanin üzerindeki kum üzerine yapilan çesitli resimlerin sahnenin duvarina yansiltilmasiydi. Genelde ask ve onun yarattigi izdirabi anlatan flamenko gösterilerinden daha fazlasi vardi bunda; Insan ve varolusu üzerine bir çesitlemeydi. Gösteriden önce sadece salonun fotolorunu çekebildim. Gösteri ile ilgili videolari da youtube baglantisyla buraya koyuyorum. Her ne kadar iki videonun baslangici ayni da olsa devaminda degisik bölümlerini gösteriyor. Her iki videoyu izlemenizi tavsiye ederim.








Gösteri öncesinde Liceu'nun önü



Gösteri öncesi seyirciler ve sahne



5 Ağustos 2011 Cuma

Hırsızlar, Yankesiciler, Dolandırıcılar

Son dönemde özellikle yankesicilerden yana çok muzdarip Barselona. Geçen senelerde de bu olaylarin oldugunu biliyorduk fakat artik o kadar yogunlasti ki belediye metro istasyonlarina polis görevlendirmeye basladi. Hatta El Periodico'nun haberine göre metroda günde 150 hirsizlik olayi meydana geliyormus. Barselona'ya seyahat edeceklere yankesicilerin yöntemlerini yazayim dedim. Buna göre önleminizi alirsiniz.


Iki yankesici(beyaz hirkali ve arkasindaki) bir tursitin pesindeler. Foto ve yorum El periodico 22mayis 2011




Metro:

*Yankesiciler turistlerin sehre girdigi noktalarda avlarini tespit ediyorlar. Havaalnindan sehre gelen trenin, metroyla aktarma duragi psg. de gracia'da konuslaniyorlar. Trenden inen, elerinde bavullarla ilerleyen turistleri ikili, üçlü gruplarla takip etmeye basliyorlar. Metroya binmeden önce geçis karti almak için cüzdanlarini çikartiklarinda cüzdanin yerini tespit ediyorlar. Sonra ise metro vagonuna binerken önden çetenin bir elemani biniyor, daha sonra da kurban, kurbanin arkasindan da çetenin diger elemanlari. Ilk binen hirsiz kapinin bir adim ötesinde duruyor ve arkadan gelen kendi elenmanlariyla kurbani arada sıkıstırıyorlar ve cüzdanini indiriyorlar.

*Metro kartini turnikelere verdikten sonra cüzdaniniza koyduktan sonra çaliyorlar. Benim basima bu durum geldi. Metroda turnikeye karti verip sonra cüzdani pantolonun yan cebine koydum. Sonra yanimda bulunan çantaya uzandigim zaman bir elin cebe dogru yöneldigini gördüm. Son dakikada yakaladim. 40-45'nde bir kadindi. Yukarida anlattigim durum ile benim basima gelen durumun ortak bir noktasi var: hareket kabiliyetini azaltan bavullar. Benim basima gelen olayda iki tane koca bavul vardi.

Yukarida zikrettigim iki metro vakasi için özellikle turistlerin yogun oldugu hatlari seçiyorlar. mavi ve yesil hat.

Kafeterya:

* Barselona'da kafeterya, restrauntlarda masa üzerinde kesinlikle birsey birakmayin. Buradaki yöntem söyle. Yankesici elinde dosya içinde a4 kagit (üzerinde açim, param yok yazili) ile gelip masanin üzerine dosyayi birakiyor, özellikle degerli esya üzerine. Dosyayi alirken de cüzdani, telefonu elindeki kagitla kamufule ederek kaldiriyorlar.

* Yine barlarda, kafeteryalarda çantanizi sahipsiz birakmayin. Yürür. Ben bel çantami sandalyeye kilitliyorum mesela.

yolda:

* Yankesicilik için baska bir yöntem.Iki kisi top oynarken, topu kurbana atiyorlar. Eger kurban hareketlenir topa girerse karsisindaki eleman çalim atmaya yahut topu almaya çalisiyor. Bu arada diger kapkaççi da olaya dahil oluyor ve kurbanin ceplerini yokluyor.
Yani demem o ki her topa girmeyin :)

* Baska bir yöntem ise sivil polis gibi davranip kurbandan kimlik talep edilmesi. Bu sirada el çabukluguyla kredi karti yahut parayi indiriyorlar.
Genelde görüldügü yerler:
Camp Nou, Olympic Stadyum, Palau Sant Jordi, Montjuïc , Parc Güell ve Ciutat Vella

* Bu uyarim erkekler için. La rambla'da gece saat 2100, 2200'den sonra profesyoneller ortaya çikiyor. Grup halinde dolasip, müsteri çekmeye çalisiyorlar. Grup halinde yaklastiklarinda da el hünerlerini gösterip cüzdani çekiyorlar.

Sahilde:

* Plajda kesinlikle çantanizi sahipsiz birakmayin. Mümkünse iki kisi gidin en az. Biri denize giderken digeri malzemelere sahip çiksin. Güneslenirken de çantanizi yine kontrol altinda tutun, uyuklerken yürümesin diye.

Yankesiciligin yogun oldugu yerlerin haritasi
http://robberymaps.com/...=2.184219&z=4&k=2&a=1&tab=1

Barselona'daki yankesicilik için hazirlanmis bir site.
http://www.robbedinbarcelona.com/
Bağlantı

Ufak bir not Barselona'da gasp olaylari çok nadir görülmektedir.


2 Ağustos 2011 Salı

Bicing

Sabik belediye baskanimiz J. Hereu'nun Barselonamiza en önemli hizmetlerinden biri de Bicing. Bisikleti toplu tasima araci olarak kullanan Bicing, sehrin çesitli yerlerine dagilmis 425 istasyonda bulunan 6000 bisiklet ile hizmet vermekte.

Nasil çalisiyor?
Ilk basta bu hizmetten faydalanmak için kredi karti ile senelik 35€ ödüyorsunuz ve size bir kart gönderiyorlar. Bicing kartinizi aldiktan sonra sehrin herhangi bir yerindeki Bicing istasyonlarindan birinden bisiklet alabiliyorsunuz. Kartinizi manyetik okuyucuya okuttuktan sonra istasyon hangi yuvadaki bisikleti alabileceginizi belirtiyor. Bisikleti yuvasindan aldiktan sonra eger bisiklette sorun varsa (lastigi patlak, selesi yamulmus) 3 dakika içinde yerine koyup yenisini alabiliyorsunuz. Bisiketi aldiktan sonra da 30 dakika boyunca ücretsiz kullanabiliyorsunuz. 30 dakikadan iki saate kadarda her yarim saat için 0,60€ kesiyor. Bisikletle seyahatiniz bittiginde size en yakin istasyona teslim edip kartinizi tekrardan okutuyorsunuz. Iki saati geçtikten sonra katlamali olarak ceza kesiliyor.

Belediye Bicing'i diger toplu tasima araçlariyla bütünlestirmis. Indiginiz metro duraginin yakininda Bicing varsa, hangi çikistan Bicing'e ulasilabilicegini gösteren tabelalar konmus. Bununla birlikte Barselona'nin birçok caddesinde bisiklet yolu bulunuyor.

Ayrica indiriceginiz Iphone uygulamasiyla yakininizdaki hangi istasyonda bisiklet var onu ögrenebiliyorsunuz.

Barselona gibi ufak ve görece düz bir sehirde çok kullanisli bir hizmet. Hatta benim için Barselona metrosundan sonra en kullanisli toplu tasima araci. Özellikle Barselona'nin dar ve agaçli bölgelerinde kullanmak çok keyifli.

Ama tabii ki bir Metrobüs degil!!!




not: resimler bicing.cat adresinden alinmistir.

31 Temmuz 2011 Pazar

Badalona gezisi

Uzun zamandir gitmek istedigim Badalona'ya bugün nihayet gidebildim. Bundan birkaç ay önce aldigim yürüyüs rota kitabinda Barcelona çevresindeki yürüyüs parkurlarindan biri Badalona sirtlarindaydi. Hem kiş tirmanislari için biraz idman için hem de çevremizi tanimak için iyi bir firsat oldu. Badalona sehrinin içinden yürüyerek sehrin tepelerinden birinin üzerinde olan Creu de Montigalà (Montigala Haçi) vardiktan sonra parkura basladim. Bisiklet ile patikalarda gidenlere rastladigim gibi atlarinin sirtinda dolasan iki hanim kizimizada rastladim. Patika boyunca rastladigim bögürtlenleri afiyetle yedim. 2 buçuk, üç saat süren yürüsümden sonra metroyla eve gittim.






25 Temmuz 2011 Pazartesi

Correfoc

Hafta sonu arkadaşim Baybars ile Poble Sec'teki Festa Major'u izlemeye gittik. Poble Sec Barselona'nin semtlerinden biri. Montjuic ile Avinguda Parallel arasinda kalan bir bölge. Semtin birkaç sokagina ve meydanina konserler için sahneler kurulmuştu. Plaza de Sortidor'da hem birşeyler içmek için hem de Correfoc'u izlemek için bir masaya kurulduk. Correfoc Katalunya'ya özgü, festivallerde yapilan bir kutlama şekli. Seytan, iblis kiyafetine bürünmüş 7'den 70'e insanlar ellerinde yanan meşalelerle müzik eşliginde sokak sokak dolaşmaktalar. Bir nevi cehennem tasviri. Zaten Correfoc katalancadan "ateş koşusu" olarak tercüme edilebilir.

Correfoctan önce meydandaki sahnede çeşitli gösteriler oldu. Biz vardigimizda sahnede Bengaldeşliler kendi mahalli kiyafetleriyle dans edip şarki söylüyorlardi. Poble Sec genelde göçmenlerin yaşadigi bir bölge oldugundanBegaldeşlilerin gösteri yapmasi çok tabii. Daha sonra ise sahneye müzik eşliginde dans eden mahalliler çikti. Bu gösteriler bittikten sonra yine mahallelilerin oluşturdugu Correfoc konvoyu Plaza de Sortidor'dan başlayip ara sokaklari dolaştiktan sonra yine ayni meydana geri döndüler. Aşagidaki video meydandaki gösteriden kadedildi. Aslinda daha fazla çekim yapmiştim fakat yükleme de sorun çikti.

Gecenin ilerleyen saatlerinde ise sokaklara kurulmus diger sahnelerde degişik türde canli müzik performanslari oldu.



31 Mayıs 2011 Salı

Darth Vader

Bugün ofisin camindan yagmurlu Barselona havasini izlerken binanin önüne Darth Vader boyali bir tir geldi. Hava yagmurlu oldugun için yakindan foto çekme imkanim olmadi.




Democracia Real Ya 2

Plaza Katalunya'nin yeni ismi : Pasif Ihtilal Meydani


Sr. Puig (mahalli hükümetin baskani) burasi tematik bir park degil özgür bir halkin meydanidir.




Ölene kadar tüket.



30 Mayıs 2011 Pazartesi

Democracia Real Ya

Ispanya'da 15 mayis 2011 belediye seçimlerini protesto için baslayan gösteriler, seçim sonrasinda da devam ediyor. Bugün sonunda Pl. Katalunya'ya çikma firsati buldum ve bir kaç foto ve video kaydettim. Ancak fotolari su an yayinlayabiliyorum. Videolar bir kaç gün içinde yayinlayabilirim her halde ara kabloyu bulabilirsem. Pl. Katalunya Taksim meydaninin muadili bir yer, Barcelona'nin merkezi.




Günlerdir süren oturma eyleminde bir kaç kare.






Google: Ispanya'da demokrasi


Sunu mu demek istediniz: Ispanya'da Diktatorluk.


Meydanin ortasinda halay çeken bir grup.






Bisikletten elde ettikleri cereyanla ses sistemini çalistiran ve sarki soyleyenler.









4 Mayıs 2011 Çarşamba

23 Nisan, Kitap ve Gül

Her 23 Nisanda Katalunya iki farklı günün kutlamalarına tanık olmakta; San Jordi (Saint George, Aya Yorgi) ki sevgililer günü olarak, San Jordi Katalunya’nın koruyucu azizi ve de savaşçı bir aziz. Ejderhanın kaçırdığı köyün güzel kızını mızrağını kullanarak kurtarmış ve ejderhayı alt etmiştir. Barselona’nın her yerinde bunu temsilen resimler, heykeller bulunmakta. Hatta Gaudi’nin evlerinden biri olan Casa Battlo’nun çatısında bu olayı tasvir ettiği söylenmektedir. 23 Nisan’ın diğer özelliği ise Kitap ve İspanyolca günü olması, nedeni ise ünlü yazar Cervantes’in ölüm günü olması. Yukarıda saydığım nedenlerden dolayı Barselona’nın en işlek caddeleri ve meydanları 23 Nisan’da tezgahlarında gül - san jordi ve sevgililer gününü temsilen- ve kitap satanlarla dolmakta.

Ama ortada görünmeyen bir gerilim mevcut. Şöyle ki; Katalunya, İspanya’nın yarı özerk 17 bölgesinden biri, Katalunya’nın İspanya’ya katılması Kastil-Leon prensesi İsabel ile Aragon prensi Ferdinad’ın evlenmesine kadar giden uzun bir hikayesi var. Bu birleşmenin sonrasında başkent Madrid’in dili yeni fethedilen yerlerin lisanı olarak yayılmaya başlıyor. Bugün İspanyolca dediğimiz Kastil lisanı dünyanın diğer bölgelerine yayılarak bugün 500 milyona yakın kişinin ana dili oluyor. Siyasi birliğin 15.yy sonlarında sağlanmasından sonra ise Katalanca mahalli bir dil olarak yaşamaya devam ediyor. “Tek Dil Tek Millet” şiarıyla hareket eden Franko Katalanca’yı yasaklıyor. Franko’nun ölümünden sonra tekrar özürgürlüğüne kavuşan Katalanca, Katulunya bölgesinin resmi dili olarak kullanılmaya başlanıyor. Üniversite öncesi eğitimde zorunlu dil Katalanca, İspanyolca ikinci dil olarak öğretiliyor. Ama Katalanların çok büyük bir yüzdesi iki lisanı ana dil sahibi, yaşlılar arasında kıyıda köşede kalmışlar hariç.

Yılların yarattığı baskı Katalanlar’ın Katalanca üzerideki hassasiyetini arttırmış. Hatta Katalanlar'ın milliyetçiliklerini dil üzerinden yaptıkları bir gerçektir. Katalunya'da ayrılıkçısından en ılımlısına kadar Katalanca yarı kutsaldır. Barselona belediyesi Katalanca kursunun ilk birkaç kurunu ücretsiz olarak vermekte. Mahalli hükümetin eski başbakanı Montilla, Endülüs bölgesinden olmasına rağmen bu göreve gelmesinde iyi derecede Katalanca bilmesinin etkisi olmuştur. Benim de bu konuda yaşadığım birkaç tecrübe oldu. İspanyolca öğrenmeye başladığım zamanlarda Katalan arkadaşlarımdan sohbetimizin bir yerinde “ne zaman katalanca öğrenmeye başlayacaksın?” sorusunu birkaç kez duymuşluğum vardı. Başka bir sefer de yarı resmi bir kuruma ispanyolca yazılan maile katalanca cevap verildiğini de gördüm. Katalanlar dilleri konusunda bu kadar hasas olmalarına rağmen Katalanca en fazla 6 milyon insanın konuştuğu bir dil: İspanya’da Katalunya ve Valencia bölgesinde, Balerik adlarında, Andorra’da –buranın resmi dili- ve Fransa’nın güney bölgelerinde konuşulmakta. Yukarıda bahsettiğim gerilim de buradan doğmakta. Bir yanda 500 milyona yakın insanın konuştuğu bir dil İspanyolca (çinceden sonra dünyada ikinci en fazla konuşulan ana dili) diğer yanda 6 milyona yakın kişinin bildiği Katalanca.

Her ne kadar bağımsızlık yanlıları az olsa da, milliyetçi kanat ağırlıkta Katalunya’da. En olmayacak ihtimali düşünerek şöyle bir fikir yürütebiliriz. Katalunya’nın İspanya’dan bağımsızlığını ilan etmesi daha evrensel bir perspektiften mahalli bir dünyaya mahkum olmaları neticesine doğurabilir. Bu mikro milliyetçiliğin yarattığı dar perspektif İspanya ile birarada ortaya çıkardıkları enerjiyi yok edebilir. Bunun en güzel örneği belki de futboldan verilebilir. FC. Barcelona’nın dünyaca tanınmasında Real Madrid ile aralarındaki amansız mücadele yatmaktadır. Kendi liginde Girona, Tarragona’ya karşı mücadele eden FC. Barcelona her halde dünyada kimsenin pek tanımadığı bir takım olurdu.

Bu gerilimin sadece kültürel, lisan boyutunu ele alamaya çalıştım burada. İspanya’da yaşanan kuzey-güney gerilimini daha sonra değerlendirilebilir. Yukarıda kısaca özetlediğim sebeplerden dolayı 23 Nisan Katalunya için temsil ettikleriyle Gül ile Kitab’ın gerilimini yaşamakta, yahut yerel ile evrenselin.

Resimler için Emrah'a teşekkürler.








30 Nisan 2011 Cumartesi

Heyy!!! Pinky



Yaklasik 16 yahut 17 sene önce Pink Floyd ile Adnan Abi´nin antikaci dükkaninda tanistim. Çalan parça Shine on You Crazy Diamond idi. Giristeki o gitar solo aklimi basimdan almisti. Adnan abiden kasetini ödünç aldim ve defalarca dinledim. Daha evvel lisede arkadaslarimdan Pink Floyd un ismini duymustum fakat yolum kesismemisti. O zamana kadar Mogollar, Baris Manço, Erkin Koray, Cem Karaca gibi Türk rock tarihinin önemli isimlerini dinlemistim ama yabancilardan kimseyi dinlememistim. Iste o günden sonra müzik zevkimin gelismesi dis mihrakli müzik üzerinden olmaya basladi. Albümlerini teker teker bulup dinlemeye basladim. Liseden arkadasim Engin´den, kendisi lisede de Pink Floyd dinleyen bir sahis idi, bu konuda çok yardim aldim. Her albüm farkli bir maceraydi benim için, gizli bir mabeddi. Her dinleyisimde insan tahayyülünün akislerini görmek beni heycanlandiriyordu. Aslinda bu durum hala devam etmekte.

Albümlerini bu kadar dinlememe ragmen tevellütten dolayi canli dinleme firsatim hiç olmamisti. Bir kaç sene önce Roger Waters un Istanbul konserine de gidememistim. Fakat yolumuz Barselona"da kesisti Pink Floyd ile, her ne kadar grubun tamami ile olmasa da beyni ile. 29-30 martta Palau San Jordideki konserine iste biraz da bu heyecan ile gittim. Konser-gösteri çok basariliydi. Lafi fazla uzatmamak lazim. Videolar asagida.






21 Nisan 2011 Perşembe

Un cortado por favor!!

Kahve sadece keyif veren bir içecek değil, sosyalleşmenin de vasıtalarından biridir, çay gibi nargile gibi. IV. Murat tütünü yasakladığı zaman aslında sadece tütünü değil toplumsal muhalefetin odaklandığı yerleri de yasaklıyordu. Çünkü kahve, çay, nargile muhabbetsiz tatsızdır, keyifsizdir. İspanya'da da kahve içmek bu anlamda toplumsallaşmanın, muhabbetin merkezinde yer alır. Hatta İspanyolların "milli hobisi" olan muhabbetin yanında olmazsa olmazı kahvedir. Barselona kahvehanelerin çok yoğun olduğu bir şehir. Bunlardan bazıları neredeyse yüz küsür senedir hizmet vermekte. Özellikle Gotik Mahalle'de bunlardan biri bulunmakta: La Granja(çiftlik). La Granja'nın yanında başka bir yerel tat olan Churros satan bir dükkan bulunmakta. Churros bizim Şam tatlısına benziyor ama şerbetsizi, üzerine toz şeker dökülerek yeniyor. İspanyolca kursumdan çıktıktan sonra bir avroya aldığım 100 gr. churros ile gittiğim bir yer la granja. Bu kafenin kuruluş tarihi 1871, bir başka özelliği ise iç duvarlardan birisinin Roma dönemine ait olması. İspanyol siestasının uygulandığı bir kahvehane La Granja, sabahleyin kaçta açıldığına dair bir bilgim yok ama 13:30'da öğlen siestaya giriyor. 17:00'de tekrar açılıyor saat 21:00 kadar. Kahvehaneye gelenler genel olarak mahalli halk, nadirende turistler geliyor. Özellikle La Rambla'nın turist yığınından kaçmak ve kahve içmek için güzel bir yer La Granja.







La Granja Kahvehanesi


Roma Dönemine ait duvar.





Churros ve Cortado





Churrosçu